1.1.Açıklık Gereksinimi
Başarılı bir bilimsel deneyim, açık bir zihnin açıkça ortaya konmuş bir problemi ele alarak, açıkça belirtilmiş sonuçlar üretmesinin bir neticesidir. Bilimsel makalelerin çoğu, yani ana araştırma dergilerinde yayımlananlar, yeni bilgi katkısında bulundukları için yayıma kabul edilirler. Bu nedenle, bilimsel yazımda kesin açıklık talep etmemiz gerekir.
1.2.Sinyalleri Almak
Bilimsel iletişim iki yönlüdür. Tıpkı, algılanmadıkça faydasız olan herhangi bir sinyal gibi, yayımlanmış bir bilimsel makale de (sinyal) amaçlanan okuyucu kitlesi tarafından hem okunup hem de anlaşılmadıkça faydasızdır. Bilimsel bir deney, sonuçlar yayımlanıp anlaşılmadıkça tamamlanmış değildir. Yayımlanan makale anlaşılmadıkça “Basınç dalgalarından” başka bir şey değildir. Ne yazık ki, pek çok bilimsel makale sessizce yok olmaktadır.
1.3.Sinyalleri Anlamak
Bilimsel yazım, alcıya açık bir sinyalin iletilmesidir. Sinyalin kelimeleri, mümkün olduğu kadar açık, basit ve iyi sıralanmış olmalıdır. Bilimsel yazımda süslemeye yer de gerek de yoktur.
Bilimsel yazımın değişik bir amacı vardır: yeni bilimsel buluşları iletmek. Bilimsel yazım mümkün olduğunca açık ve basit olmalıdır.
1.4.Bilimsel Makalenin Dili
Bilimsel makalenin ikinci temel unsurunun uygun dil olması gerekir. Bu kitapta, bir çok bilim adamı bu alanda zorluk çektiği için, İngilizcenin uygun kullanımı üzerinde sürekli olarak durulmaktadır.
Eğer bilimsel bilgi, hiç değilse herhangi bir bilgi kadar önemliyse; etkin, açık ve belli anlamı olan kelimelerle ifade edilmelidir. Bu nedenle bilim adamı, bu çabada başarılı olmak için kültürlü olmalıdır.
2.BİLİMSEL YAZIMIN KÖKÜ
2.1.Erken Tarih
İnsanlar binlerce yıldır iletişim kurabilmişlerdir. Fakat bugün bildiğimiz şekliyle bilimsel iletişim nispeten yenidir. İlk dergiler sadece 300 yıl önce yayımlanmış ve bilimsel makalenin IMRAD (Introduction-Giriş, Methods-Yöntemler, Results-Sonuçlar and Discussion-Tartışma) düzenlemesi son 100 yıl içinde gelişmiştir. Bilginin, bilimsel veya başka türde, uygun iletişim mekanizması kuruluncaya kadar etkin şekilde iletişimi yapılamamıştır. Tarih öncesi insanlar, sözle iletişim kurabilmişlerdi. Fakat kuşkusuz her yeni kuşak; kaynak gösterecek yazılı kayıtlar olmaksızın, bilgi elde edildiği hızla kaybolduğundan, esas olarak hep aynı çizgiden başladı. İlk bilimsel dergiler 1655’te, tesadüfen aynı zamanda iki değişik derginin - Journal des Scavans/Fransa ve Philosophical Transactions of the Royal Society of London/İngiltere, yayına başlamasıyla ortaya çıktı. O zamandan beri dergiler, bilimde en önemli iletişim ortamı olarak hizmet vermektedir.
2.2.“IMRAD” Hikayesi
İlk dergiler, “görsel” dediğimiz türde makaleler yayımladılar. Çoğunlukla da bu gözlemler basit zaman sıralamasındaydı. l9. yüzyılın ikinci yarısına doğru bilim, artan bir karmaşayla hızlanmaya başladı.
Özellikle, hastalıkta virüs teorisini kesinleştiren Robert Koch ile fermante sistemi kullanan ve saf-kültür alışma yöntemini geliştiren Louis Pasteur’ün çalışmaları nedeniyle, hem bilim hem de bilimi anlatma önemli ilerlemeler kaydetti. O zaman, metodoloji önemli hale geldi. Çoğu, anında üretmeye fanatik biçimde inanan eleştirmenlerini susturmak için Pasteur, deneylerini en ince ayrıntısına kadar anlatmayı gerekli gördü. Mantıklı ölçüde sorumluluk duygusu olan meslektaşları Pasteur’ün deneylerini tekrarlayabildiklerinden deneylerin tekrarlanabilirliği, bilim felsefesinin temel doktrini oldu ve ayrık bir yöntemler kısmı, önemli ölçüde yapılanmış IMRAD formatına yol açtı.(IMRAD, Introduction-Giriş, Methods-Yöntemler, Results-Sonuçlar and Discussion-Tartışma’nın baş harflerinden oluşan akronimdir).
3.BİLİMSEL MAKALE NEDİR?
3.1.Bilimsel Makalenin Tanımı
Bilimsel makale, özgün araştırma sonuçlarını tanımlayan, yazılmış ve basılmış rapordur.
Fakat bu kısa tanım; bilimsel makalenin belli bir biçimde yazılmış olması ve yüzyıl boyunca geliştirilmiş gelenekler, editör uygulamaları, bilimsel ahlak ve basım-yayım etkileşimiyle tanımlanan belli bir biçimde yayımlanması gereğine dikkat çekilerek nitelenmelidir.
“Kabul edilebilir temel bir bilimsel yayın”, “ilk açıklama” olmalıdır. Doğal olarak çoğu zaman, yeni araştırma verilerinin ilk açıklaması bilimsel bir toplantıda sözlü sunuş olarak yer alır.
3.2.Bilimsel Makalenin Düzenlenmesi
Geçerli yayının gereklerini karşılayacak şekilde düzenlenmiş makale, bilimsel makaledir. Önemli ölçüde şekillendirilmiş, ayrık ve açıkça belirli, birleşen parçalardan oluşur veya oluşmalıdır. Birleşen kısımların, temel bilimlerde en yaygın isimlendirilmesi: Introduction-Giriş, Methods-Yöntemler, Results-Sonuçlar and Discussion-Tartışma (ve böylece akronim
IMRAD)’ dır. Gerçekte, Malzeme ve Yöntemler başlığı, daha basit olan Yöntemler’ den daha çok kullanılır.
3.3.Diğer Tanımlar
Çok kullanılan bazı özel terimler: “tarama/değerlendirme makalesi”, “konferans Raporu” ve “toplantı özeti”. Bir tarama/değerlendirme makalesi hemen hemen herşeyi, en tipik olarak da tanımlanmış konudaki en yeni alışmaları veya belli bir kişi veya grubun alışmalarını gözden geçirir. Böylece tarama/değerlendirme makalesi, halen yayımlanmış olan (temel dergilerdeki araştırma raporları) bilgiyi özetlemek, analiz etmek, değerlendirmek veya birleştirmek için oluşturulur.
Bir konferans raporu; kitapta veya dergide, sempozyum, ulusal veya uluslararası kongre, çalışma grubu, yuvarlak masa veya benzeri toplantı bildiri kitaplarının bir parçası olarak yayımlanmış makaledir. Bu konferanslar normal olarak, özgün verilerin sunulması için tasarlanmazlar ve ortaya çıkan bildiri kitapları (kitapta veya dergide) temel yayın olarak nitelenmezler. Konferans bildirileri çoğunlukla, belli bir bilim adamının son alışmalarının değerlendirilmesini veya belli laboratuarlardaki son çalışmaları sunan tarama/değerlendirme makaleleridir. Toplantı özetleri, bildiri kitapları gibi çeşitli türdedir. Kavramsal olarak, özgün bilgi içermeleri ve içerebilmeleriyle konferans raporlarına benzerler. Temel yayın değildirler ve bir özetin yayınlanması, daha sonra raporun tümünün yayınlanmasını engellememelidir.
4.BAŞLIK NASIL HAZIRLANIR
4.1.Başlığın Önemi
Bir makale için başlık hazırlarken, yazar çok basit bir gerçeği hatırlarsa iyi eder: Bu başlık binlerce kişi tarafından okunacaktır. Eğer olursa, belki çok az kişi makalenin tümünü okuyacak, fakat pek çoğu ya özgün dergide veya ikincil servislerden (özetlemeler veya dizinler) başlığı okuyacaklardır. Bu nedenle, başlıktaki bütün kelimeler çok dikkatli seçilmeli ve birbiri ile ilişkileri dikkatli kurulmalıdır.
4.2.Başlık Uzunluğu
Bazen başlıklar çok kısadır. Böyle bir başlık okuyucuya pek yardımcı olamaz. Daha da sık karşılaşılan durumlarda, başlıklar çok uzundur. Tuhaftır ki uzun başlıklar kısalarından daha az anlamlıdır. Kuşkusuz çok uzun başlıkların çoğu, “israf edilmiş” kelimeler içerir. Genellikle, “üzerine çalışmalar”, “üzerine araştırma” ve “üzerine gözlemler” gibi israf edilmiş kelimeler başlığın hemen başlangıcından gözükür.
4.3.Kelime Sırasının Önemi
Başlıklarda, özellikle kelime sırasına dikkat edilmelidir. Başlıklardaki dilbilgisi hatalarının çoğu hatalı kelime sıralamasındandır.
4.4.Etiket Olarak Başlık
Makalenin başlığı bir etikettir. Bir cümle değildir. Her zamanki özne, nesne, fiil, düzenlemesiyle oluşan bir cümle olmadığından cümleden daha basittir (veya hiç değilse
genellikle daha kısadır), fakat kelimelerin sırası daha da önemli hale gelir.
4.5.Kısaltmalar ve Jargonlar
Başlıkların; kısaltmalar, kimyasal formüller, patentli (genel olmaktan ziyade) isimler, jargon ve benzerlerini hemen hemen asla içermemesi gerekir. Başlığı oluştururken yazar şunu sormalıdır. “Dizinde böyle bir bilgiye nasıl bakardım?” Zannederim cevap çok açık. En iyi kural, başlıklarda kısaltmalardan kaçınmaktır. Ve aynı kural; patentli isimler, jargon, olağandışı ve eski terimlere de uygulanmalıdırlar.
5.YAZARLAR VE ADRESLERİ NASIL
SIRALANIR?
5.1.İsimlerin Sırası
Üzerinde anlaşmaya varılmış veya genellikle kabul gören hiç bir kural yoktur. Bazı dergiler (zannederim temelde İngiliz), yazar isimlerinin alfabetik sırada olmasını ister.
Yeni bir eğilim ve zannederim çok iyi bir eğilim; yerleşik, deneyimli bilim adamlarının daha genç meslektaşlarına veya öğrencilerine hak (ilk isim olma) tanımasıdır. Genç neslin bu şekilde teşviki, iyi bilim sürecini yüceltir ve zarif bir şekilde bu uygulamayı yapan, deneyimli bilim adamının karakterini ortaya koyar.
5.2.Yazarlığın Tanımı
Bilimsel makale, çalışmaya ağırlıklı olarak katkıda bulunmuş olanları listelemelidir. Çok yazarlı yaklaşımın sulandırıcı etkisi gerçek araştırmaları kötü etkiler.
5.3.Uygun ve tutarlı Biçim:
Yazarların isimleri bakımından tercih edilen yazılış normal olarak, ilk isim, orta ismin
Baş harfi ve soyadıdır. Eğer yazar sadece, bilimde istenmeyen bir eğilim olan ismin ilk
harflerini kullanırsa, bilimsel literatür karışık hale gelir. Eğer Jonathan B. Jones isimli iki kişi varsa, yazı servisleri muhtemelen bunları adresleri vasıtasıyla düzgün tutabilir. Fakat, dizinlerle insan J. B. Jones adıyla yayın yapıyorsa (özellikle, fırsat çıktıkça bazıları Jonathan B. Jones kullanırsa) tarama servisleri, işleri düzenli tutmak için ümitsiz bir şekilde uğraşıyor olurlar.
6.KISA ÖZET NASIL HAZIRLANIR?
Tanıtıcı bir özet (Abstract -Kısa özet), metnin içeriğinin paragraf formunda olan şeklidir; okurlar için genel bir haritadır. Kısa özet (Abstract) makalenin ana kısımlarının (Giriş, Malzeme ve Yöntemler, Sonuçlar, Tartışma) her birinin kısa bir özetini vermelidir. Kısa özet 250 kelimeyi geçmemeli ve makalede neyle uğraşılığını açık olarak tanımlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Kısa özet’in çoğu veya tamamı, yapılmış çalışmaya atıf olduğu için, geçmiş zamanda yazılmalıdır. Kısa özet asla yeni bilgi veya makalede belirtilmeyen sonuçları vermemelidir. Eserlere kaynak gösterme Kısa Özet’te yapılmamalıdır.
6.1.Kısa Özet Tipleri
Kısa özet, bilgilendirici kısa özet olarak anılır ve makaleyi çok küçük boyuta sığdırmak için hazırlanır. Problemi, problemi incelemek için kullanılan yöntemi, ana veriler ve sonuçları kısaca belirtebilir ve belirtmelidir çoğunlukla, kısa özet, makalenin tamamını okuma ihtiyacı doğurur. Bilim adamları böyle kısa özetler olmaksızın, araştırmanın aktif alanlarını izlemekte güncel kalamazlardı.
Kısa özet tipi, belirtici kısa özettir. Bu tür kısa özet, potansiyel okuyucuya makaleyi okuyup okumama kararını vermeyi kolaylaştırarak, konuyu belirtmek için oluşturulmuştur.
Kısa özet, kendi başına yayımlanamaz. Dili okuyucuya yakın olmalıdır.
6.2.Kelime Tasarrufu
Kısa özetin açık ve basit yazılmasının çok önemi vardır. Eğer değerlendirme yapanın dikkatini kısa özette çekemezseniz, amacınıza ulaşamayabilirsiniz. Kısa özeti yazarken, her kelimeyi dikkatlice inceleyiniz. Eğer hikayeyi 100 kelime içinde anlatabilirseniz, 200 kelime kullanmayın.
7.GİRİŞ NASIL YAZILIR
Uygun bir metnin ilk kısmı Giriş olmalıdır. Girişin amacı, okuyucunun konuyla ilgili önceki yayınlara bakmaya ihtiyaç duymaksızın, şimdiki çalışmanın sonuçlarını anlayıp değerlendirmesine imkân verecek, yeterli ölçüde temel bilgileri temin etmektir.
Makaleyi yazmadaki amacınızı kısa ve açık olarak belirtmeniz gerekir.
İyi bir Giriş için önerilen kurallar şöyledir:
İlk olarak, araştırılan problemin niteliğini ve kapsamını mümkün olan bütün açıklıkla sunmalıdır.
Okuyucuyu yönlendirmek için ilgili yayınları değerlendirmelidir.
Araştırma yöntemini belirtmelidir.
Araştırmanın ana bulgularını belirtmelidir.
Bulguların ortaya çıkardığı ana sonuçları ortaya koymalıdır.
7.1.Atıf ve Kısaltmalar
Eğer çalışmanın Kısa özetini veya ön notunu daha önce yayımladıysanız, Girişte bundan (atıf ile) bahsetmeniz gerekir. Eğer çok yakından ilgili makaleler başka bir yerde yayımlanmışsa veya yayımlanmak üzere ise bunu yine Girişte, geleneksel olarak son kısmında veya sona doğru söylemelisiniz. Böyle kaynaklar, konuyu araştırmak zorunda olanlar için ilgili literatürü derli toplu tutmaya yardım eder.
8.MALZEME VE YÖNTEMLER BÖLÜMÜ NASIL YAZILIR?
Malzeme ve Yöntemlerde, bütün ayrıntıları vermelisiniz. Bu bölümün çoğunun geçmiş zamanda yazılması gerekir. Malzeme ve Yöntemler kısmanın ana amacı, deney tasarımını tarif etmek (ve gerekliyse savunmak) ve sonra, konuyu bilen bir kişinin bu deneyleri tekrar edebileceği ayrıntıları vermektir.
8.1.Malzeme
Malzeme için kesin teknik özellikleri ve miktarları, kaynağını veya hazırlama yöntemini yazınız. Bazen, kullanılan numunelerin ilgili kimyasal ve fiziksel özelliklerini vermek bile gerekebilir. Ticari isimlerden kaçınınız, genel veya kimyasal isimler her zaman tercih edilir.
8.2.Yöntemler
Yöntemler için her zamanki sunuş sırası kronolojiktir. Fakat açıktır ki, ilgili yöntemlerin birlikte tarif edilmesi gerekir ve düz bir kronolojik sıra her zaman izlenemez.
8.3.Başlıklar
Malzeme ve Yöntemler bölümü, makalede alt başlıkların kullanılması gereken ilk bölümdür Mümkünse, Sonuçlar bölümünde kullanılacak olan alt başlıklara eş olanları kurun. Her iki bölümün yazılırı, eğer bir iç uyum amaçlıyorsanız daha kolay olacak ve okuyucu, belli bir yöntemin ilgili sonuçlarla ilişkisini çarçabuk kavrayacaktır.
8.4.Ölçümler ve Analizler
Tam ve hatasız olun. “Nasıl” ve “Ne kadar” gibi sorular, değerlendirici veya okuyucunun bilmece çözmesine bırakılmadan, yazar tarafından tam olarak cevaplanmalıdır.
8.5.Kaynaklara Gereksinim:
Araştırma yöntemlerini tarif ederken, yukarıda sözü geçtiği gibi, konuyu bilen bir kişinin deneyleri tekrarlayabilmesini sağlayacak şekilde yeterli ayrıntıyı vermelisiniz. Eğer yönteminiz yeniyse (yayımlanmamış), gerekli bütün ayrıntıları vermelisiniz. Fakat, yöntem standart bir dergide daha önce yayımlanmışsa, sadece o literatür kaynak gösterilmelidir.
8.6.Tablo Malzemesi
Çeşitli kimyasal birleşimlerin özellikleri, hem yazar hem de okura fayda sağlayacak olan tablo formunda sunulabilir.
8.7.Doğru Biçim ve Dilbilgisi:
Dilbilgisi hataları ve noktalama yanlışlıkları her zaman ciddi değildir. Giriş ve Tartışmada ifade edildiği gibi, genel kavramlar biraz dil kargaşasını atlatabilir. Bununla beraber, Malzeme ve Yöntemlerde, kesin ve özel konularla uğraşılmaktadır ve İngilizcenin hassas kullanımı bir zorunluluktur.
9.SONUÇLAR NASIL YAZILIR?
9.1.Sonuçların İçeriği
Sonuçlar bölümünün genellikle iki malzemesi vardır. İlk olarak, “büyük görünüm” temin edecek şekilde, fakat Malzeme ve Yöntemler kısmında önceden verilmiş deneysel ayrıntıları tekrarlamaksızın, deneylerin bir çeşit genel tanımını vermelisiniz. İkinci olarak verileri sunmalısınız. Sonuçlar geçmiş zamanda sunulmalıdır.
9.2.Sayılar Nasıl Ele Alınmalıdır?
Eğer bir veya sadece birkaç bulgu sunulacaksa, metin içinde tarif edilerek ele alınması gerekir. Tekrarlı bulgular, tablo veya grafiklerde verilmelidir. Sonuçları tarif etmede istatistik kullanılıyorsa, anlamlı istatistikler olması gerekir.
9.3.Açıklık İçin Çaba
Sonuçlar; süslemesiz, kısa ve tatlı olmalıdır. Sonuçların açık ve basit olarak belirtilmesine ihtiyaç vardır.
10.TARTIŞMA NASIL YAZILIR?
10.1.Tartışma ve Yazılışı
Tartışmayı tanımlamak diğer kısımlardan daha zordur. Bu nedenle de genellikle yazması en zor olan kısımdır. Verilerin gerçek anlamı Tartışmada sunulan yorumla tamamen karanlıkta kalabilir; yine reddedilir.
10.2.Tartışmanın Bileşenleri:
Sonuçların gösterdiği ilkeleri, genelleştirmeleri ve ilişkileri sunmaya alışın.
İstisnalara veya ilgi kurmadıklarınıza, uzlaşma olmayan noktalara işaret edin. Asla, pek uyumlu olmayan verileri çok riskli bir alternatif olan, üretmeye alışma veya eritme yollarına gitmeyin.
Sonuçlarınızın ve yorumlarınızın, evvelce yayımlanmış çalışmalarla nasıl uyum içinde olduğunu (veya zıt olduğunu) gösterin.
Utangaç olmayın çalışmanızın teorik yönleri yanında, olası pratik uygulamalarını da tartışın.
Vardığınız neticeleri mümkün olduğunca açık ifade edin.
Kanıtlarınızı her sonu için özetleyin. Veya, bilge bir bilim adamının söyleyeceği gibi, “Bir %6’lık dışında, asla hiç bir şeyi varsaymayın”.
10.3.Gerçeğe Dayalı İlişkiler
Tartışmanın ana amacı, gözlenen gerçekler arasındaki ilişkileri göstermektir.
11.TEŞEKKÜR NASIL İFADE EDİLİR?
11.1.Teşekkürün İçindekiler
Bilimsel makalenin ana metnini genellikle iki ilave bölüm izler; Teşekkür ve Kaynaklar. Teşekkürde iki olası konu, ele almayı gerektirir. İlk olarak, sizin laboratuvarınızda veya başkasında bulunan herhangi bir kişiden alınan, herhangi bir önemli teknik yardım için teşekkür etmelisiniz. İkinci olarak, genellikle Teşekkür kısmı, dışarıdan alınan herhangi bir kontrat, burs veya proje desteği gibi, maddi katkılara teşekkür etmeniz gereken yerdir.
12.KAYNAKLARA NASIL ATIF YAPILIR?
12.1.İzlenecek Kurallar
Kaynaklar kısmında, tıpkı Teşekkür kısmında olduğu gibi izlenecek iki kural vardır. İlki; sadece yayımlanmış olan önemli kaynakları sıralamalısınız. Yayımlanmamış verilere, basındaki makalelere, Kısa özetlere, tezlere ve diğer ikincil malzemeye atıflar Kaynakları veya Atıf Yapılmış Literatür kısmını boşuna doldurmamalıdır. Eğer böyle bir kaynak mutlaka gerekliyse, metne parantez içinde veya dipnotu olarak ilave edilebilir. İkincisi; metni sunmadan önce ve belki tekrar düzeltme sırasında her kaynağı, özgün yayının bütün kısımlarıyla kontrol edin.
13.ETKİN BİR TABLO NE ZAMAN HAZIRLANIR?
13.1.Tablolar Ne Zaman Kullanılır?
Kural olarak tekrarlı veriler sunmak zorunda olmadıkça tablo yapmayın. Bu genel kural için iki neden vardır: ilki, en basit şekliyle sayfalarla veriyi sırf sizin laboratuvar defterinizde bulunduğu için vermek iyi bilim değildir. İkincisi, metin ile karşılaştırıldığında tabloların yayınlanma maliyeti çok yüksektir.
13.2.Tablolaşacak Malzeme Nasıl Düzenlenir?
Tablolaşacak malzemeye karar vermiş olarak kendinize şu soruyu sorun: “Verileri nasıl düzenlerim?”. Tablo hem sağ-sol, hem de aşağı yukarı boyutlara sahip olduğundan iki seçeneğiniz vardır. Veriler yatay veya düşey olarak sunulabilir. Fakat, sunulabilir demek sunulmalıdır anlamını taşımaz. Veriler öyle düzenlenmelidir ki benzer elemanlar karşıya doğru değil aşağıya doğru okunsun.
13.3.Tablo Başlıklarında Üsteller
Mümkünse tablo başlılarında üstellerden kaçının. Aynı şeyi ifade etmek için bazı dergilerin pozitif, bazı dergilerin negatif üstel kullanması nedeniyle karışıklık oluşuyor.
13.4.Marj İşaretleri
Metnin marjında her tabloya ilk atıfın belirtilmesi iyi olur. Örneğin marja sadece “Tablo3” yazın ve daire içine alın. Bu usul her tabloya metin içinde numara sırasıyla atıf yapıldığından emin olmak için iyi bir kontroldür. Fakat bu yol, esas olarak sayfa düzenlemesi aşamasında kompozitörün tabloları koymak için metni nerede keseceğinin bilmesi açısından işaret verir.
13.5.Başlıklar, Dipnotlar ve Kısaltmalar
Tablonun başlık veya alt yazısı kısa ve az olmalı, iki veya daha fazla cümleye bölünmemelidir. Gereksiz kelimeler kullanılmamalıdır.
13.6.Kamera- Hazır Kopya
Kurumlarda çalışan birçok yazarın kelime işleme araçlarını veya hiç olmazsa karbon şeritli, modern, elektrikli yazıcıları kullanma imkânı vardır. Etkin tablo düzenlemeyi bir kere öğrendikten sonra bu donanımı kamera- hazır tablolar hazırlamak için kullanabilirsiniz. Kamera- hazır tablo kişiyi tablonun düzeltme okumaları gibi yorucu bir işten koruyarak, tablonun fotoğrafla çoğaltılmasına imkan verir. Dergiye getirdiği kazanç ise; malzemenin yazılması, düzeltilmesi ve tekrar okunması gibi ihtiyaçlar olmadığından tablonun çoğaltılma maliyetinin azaltılmasıdır. Literatüre getirdiği kazanç, yayımlanmış verilen daha az hata içermesidir.
14. GÖRSEL MALZEME NE ZAMAN KULLANILIR?
Belli tipte verilerin, özellikle seyrek veya monoton olarak tekrar edilenlerin, tablo veya grafikte bir araya getirilmesine ihtiyaç yoktur. Gerçekler yine de aynıdır. Görsel malzeme hazırlama ve basma maliyeti yüksektir ve biz verilerimizi görsel malzeme haline getirmeyi, sonuçlar okuyucuya gerçek bir hizmet oluşturuyorsa göz önüne almalıyız.
14.1.Grafikler Ne Zaman Kullanılır?
Verileri düzenli olarak sunma yolu tablolara çok benzedikleri için, belki grafiklerle başlamamız gerekir. Aslında, birçok deneyin sonucu tablo veya grafik olarak sunulabilir. Eğer veriler ilginç bir resim oluşturarak, öne çıkan eğilimleri gösteriyorsa grafik kullanılır. Eğer sayılar sadece orada, kanıtta heyecan verici bir eğilim olmaksızın duruyorsa, tablonun yeterli olması gerekir. Hazırlanması kesinlikle kolay ve ucuzdur.
14.2.Grafik Nasıl Çizilir?
Sizin elle çizdiğiniz ilk grafik, kuşkusuz milimetrik grafik kağıdında hazırlanacaktır. Bununla beraber, çini mürekkepli son çizim grafik kağıdına yapılmamalıdır. Açık mavi renk, bazen fotoğrafı çekildiğinde görünmediği için, açık mavi koordinat çizgileri baskılı, kabul edilebilir grafik kağıdı türü de vardır. Bazen mavi kopya kağıdı da kullanılır. Fakat standart beyaz kopya kağıdı ucuz, kolay bulunabilir ve yeterlidir. Bununla beraber özgün çizimleri dergiye vermenin akıllıca olmayacağını belirtelim. Böyle çizimler, gözden geçirme ve basım işlemi sırasında zedelenebilir ve kuşkusuz kaybolabilir. Özgün olanlardan fotoğraf baskısı yapmak ve bunu yazılmış metinle göndermek akıllıca olur.
14.3.Grafiklerin Boyutu ve Düzeltilmesi
İlki harfler kolon veya sayfa genişliğine indirgemede gözükmeye yetecek boyutta olmalıdır. İkincisi baskıyı yapan açısından genişlik önemli olduğu için, şekilleri yan yana koymak yerine alt ve üst olarak düzenlemek daha iyidir.
14.4.Semboller ve Alt Yazılar
Grafiğin kendisinde yer varsa , bu alanı semboller için anahtar vermekte kullanın. Eğer sembolleri şekil alt yazısında tanımlamanız zorunlu ise sadece standart kabul edilen ve birçok dizgi sisteminde bulunabilen sembolleri kullanmalısınız. Grafikler muntazam çizilmelidir. Baskıda, bu çizgiler siyah-beyaz çıkar, griler yoktur. Çok açık çizilmiş herhangi bir şey baskıda hiç gözükmeyecektir.
14.5.Fotoğraflar ve Mikrograflar
Eğer makalenizde, baskıda yarı-ton haline gelen bir veya daha fazla fotoğrafla gösterilim
yapılacaksa akılda tutulması gereken birkaç konu vardır. Grafiklerde, derginin sayfa ve kolon genişliğine bağlı olan baskı boyutu (özellikle genişlik) çok önemlidir. Bu nedenle boyut, malzemenizi dergi sayfasına uyumlu yapmakta sizin için çok önemli olmalıdır. Bu, dergi içinde çok önemlidir. Çünkü yarı-ton baskı maliyeti çok yüksektir. Eğer fotoğraflarınız çok önemliyse kendinize ilk olarak, hangi derginin ince-yapı çalışmalarını basmak için yüksek-kalite baskı standartlarına sahip olduğu sorusunu sormanız gerekir.
14.6.Kesme ve Çerçeveleme
Fotoğraflarınızın kalitesi olursa olsun, okunaklı basılmasını istersiniz. Aşırı küçültme ile ayrıntıların kaybolmasından korkuyorsanız, yardım edebileceğiniz birkaç yol vardır. Çoğu zaman, fotoğrafların marjlarına “kes (crop)” işaretler koymanız gerekir. Fotoğrafın tümüne nadiren ihtiyaç vardır. Bu nedenle, önemli kısmı çerçeveye alın. Genişliği, derginin kolon veya sayfa genişliğine göre çerçeveleyebilirseniz özellikle faydalı olur. Sonra, baskının kenarına veya ön sayfaya açıkça şöyle yazabilirsiniz:
“Fotoğrafı küçültmeksizin, bir kolon (veya sayfa) genişliğinde basın”. Bu çeşit dikkatlice hazırlanmış ve özenli direktifler içeren fotoğraflarla uğraşmak kopya editörlerini memnun eder. En iyi sonuç büyütme veya küçültme istemeyen, tam boyutta fotoğraflar vererek elde edilir.
14.7.Gerekli Anahtarlar ve Rehberler
Özel ilgi çekici yönlerini büyütemezseniz fotoğraflar üzerine harf veya oklar ilave etmeyi düşünün. Böylece, anlamlı bir alt yazıyı kurma kolaylaşırken okuyucunun dikkatini önemli noktalara çekebilirsiniz. Daima, fotoğrafın üstü diye düşündüğünüz yeri ”üst” olarak işaretleyin. Aksi takdirde fotoğraflar ters veya yan basılabilirler.
14.8.Renkli Fotoğraflar
Birçok laboratuarın renkli fotoğraf üretme olanağı olmasına karşın, bunlar dergilerde nadiren basılırlar. Maliyet bunu bazen imkânsız kılar. Son yıllarda, dört renkli görsel malzemelerin maliyeti biraz düştü ve bazı alanlarda renk kullanımı normal hale geldi.
14.9.Mürekkeple Gösterimler
Bazı alanlarda mürekkeple gösterilim önemli ayrıntıları göstermede fotoğraflardan üstündür.
15.METİN DAKTİLODA NASIL YAZILIR?
15.1.İyi Hazırlanmış bir Metnin Önemi
Deneyleri bitirip alışmayı yazdığınız zaman, metnin son olarak daktiloda yazılması önemli değildir. Çünkü eğer alıştırmanız iyi ise, bilimsel ise, yayım için kabul edilecektir. Doğru mu? Bu yanlıştır. Kötü daktilo edilmiş veya kelime-işlemden geçmiş metin, sadece yayım için kabul edilmemekle kalmayacak, aynı zamanda birçok dergi işletmesinde yarım yamalak hazırlanmış olduğu için dikkate bile alınmayacaktır. Şu çok önemli kuralı göz önünde tutun: Metin son defa daktilo edilmeden önce, metni göndereceğiniz derginin “Yazarlara Direktifler” kısmını dikkatle inceleyin. Bazı dergiler ve yayımcılar, American Society of Microbiology (7,8) iyi bir örnek olmak üzere, dikkati çekici derecede eksiksiz ve yardımcı direktifler yayımlamaktadır. Ayrıca, derginin son sayısına dikkatlice bakın. Literatür atıfları, başlık ve alt başlıklar, kısa özetin boyut ve yeri, tablo ve 63 şekil tasarımları ve dip notları gibi dergiden dergiye geniş ölçüde değişme eğilimi gösteren editör tarzlarının bu yönlerine özel dikkat gösterin.
15.2.Metnin Ana Sayfa Düzeni
Başlık, yazarların isim ve adresleri genellikle ilk sayfada yer alır ve bu sayfanın numarası 1 olmalıdır. Kısa özet ikinci sayfadadır. Giriş, üçüncü sayfada başlar ve izleyen her bölüm bir sonraki yeni sayfada başlar. Şekil alt yazıları ayrı bir sayfada gruplanır. Tablo ve şekiller metnin arkasında toplanmalı, metnin arasına sokulmamalıdır. Modern dizgi makinelerinin esnekliği nedeniyle, artık kopyaların kesilmesi zorunluluğu yoktur. Fakat yine de bu doğal bölünmeyi korumak iyi fikirdir. Bu bölme, artık dizgi işleminde yararlı olmasa da, metindeki değişiklikler sırasında size yardımcı olabilir.
15.3.Marjlar ve Başlıklar
Metninizin geniş marjları olması gerekir. Alt, üst ve her iki tarafta 2.5 cm minimumdur. Bu boşluğa, metnin değişiklikleri sırasında önce kendiniz ihtiyaç duyacaksınız. Daha sonra, kopya editörü ve kompozitör gerekli direktifleri yazmak için bu boşluğu kullanacaklardır. Ayrıca, baskı ve derleme sırasındaki problemlere işaret etmede kolaylık açısından, numaralı çizgileri olan kağıt kullanmak yararlı olur.
Son daktiloyu yapmadan önce başlıkları dikkatlice inceleyin. Ana başlıklar genellikle sorun olmaz. Bu başlıklar genellikle alt ve üstte boşluklar bırakılarak ortalanmalıdır.
Kullanımı dergi tarafında özellikle belirtilmedikçe, üçüncü seviyede başlık kullanma gibi çok yapılan hataya düşmeyin. Araştırma makaleleri için genellikle iki başlık yeterlidir.
15.4.Özel Sorunlar
Daktiloyu yazanın metinle ilgili bir problemi varsa muhtemelen kompozitörün de problemi olacaktır. Daktiloyu yazana ve kompozitöre kolaylık sağlamak için, bazı problemleri önceden belirleyip çözmeye çalışın.
15.5.Son Gözden Geçirme
İlk olarak metni kendiniz okuyun. İkinci olarak, metni dergiye göndermeden önce bir veya birkaç meslektaşınızdan metni okumasını isteyin. Makalenizin bazı kısımları meslektaşınıza göre anlaşılmaz olabilir. Bu meslektaşınızın yetersizliğinden olabileceği gibi, aynı olasılıkla, metnin bu kısmının yeterince açık olmaması da demektir. Değişik bir alanda çalışan bilim adamından da okumasını ve anlamadığı kelimeleri ve ifadeleri işaretlemesini de isteyebilirsiniz. Bu yol, metinde bulunabilecek jargonu belirlemek için belki en iyi yoldur. Ayrıca, İngilizce bilgisi iyi olan birinden de metni okumasını isteyin. Göndermeden önce bu işlemlerin dikkatlice yapılaması, makalenin kabul edilme şansını arttıracaktır.
15.6.Terminalde Çalışma
Terminalde yazmak, standart daktiloda yazmaktan daha kolaydır. Düzenleme ve değiştirme kolaylığı birçok yazma fonksiyonlarının getirdiği ilave güçle, terminali daktiloya göre büyük ölçüde üstün kılmaktadır. En önemlisi kelime işlemci veya kişisel bilgisayarların hafızasının bulunmasıdır. Terminalde yazarken, hâlen hafızada olan bir bilgiye kolayca ulaşabilirsiniz. Laboratuar defterinizdeki işlenmemiş verilere, ilgili makale ve kısa özetlere ve aldığınız editör veya değerlendirici yorumlarına bakabilirsiniz. Çeşitli yazım denetleme programları mevcuttur ve bunlar sadece yazım hatalarını düzeltmek için kullanılırsa yararlı olur. Anlam hatalarından kurtulmak için gene düzeltme okuması gereklidir.
16.YAZILI METİN NEREYE VE NASIL SUNULUR?
16.1.Dergiyi Seçme
Metnin nereye ve nasıl gönderileceği önemlidir. Bazı metinler uygun olmayan dergilere gömülür. İlk problem metnin nereye gönderileceğidir. Seçiminiz çalışmanın türüne bağlıdır. İlk olarak sizin konunuzda yayım yapan dergileri belirlemelisiniz. Hangi dergilerin sizin metninizi yayımlayacağını belirlemek için birkaç şey yapmanız gerekir. Göz önüne aldığınız her derginin son sayısındaki başlık yazısını, ismi, yayımcısı ve amacını kısa bir şekilde anlatan ve genellikle başlık sayfasında yer alan yazıyı okuyun. Genellikle “Yazarlara Direktifler” de verilen kapsam paragraflarını okuyun ve son sayıdaki “içindekiler” kısmına dikkat edin.
Metninizi yanlış dergiye sunarsanız, üç şeyden biri başınıza gelebilir. İlki çalışmanızın dergi ile uyumlu olmadığı yorumu ile metniniz geri gönderilecektir.
İkincisi, eğer dergi sizin çalışmanız açısından sınırda ise, metniniz kötü veya haksız değerlendirme ile karşılanabilir. Çünkü derginin değerlendiricileri, sizin özel çalışma alanınızla sadece yüzeysel olarak ilgili olabilirler.
Üçüncüsü makaleniz kabul edilip yayımlansa bile, meslektaşlarınızın okumadığı bir yayında gömülü kaldığı için daha sonra çalışmanızın hemen hemen bilinmeden kaldığını anladığınızda keyfiniz kısa sürecektir.
16.2.Prestij Faktörü
Dergi seçerken prestije dikkat ederiz. Gelecekteki gelişmeniz sadece sayı faktörü ile belirleniyor olabilir. Fakat, fakülte kurulunda veya proje desteği geliştirme panelinde bulunan bir kişi, kalite faktörünün tanıyıp takdir edebilir. Genellikle bir miktar bibliyografik araştırmalar ile mantıklı kararlar oluşturabilirsiniz. Kendi alanınızda yeni yayınlanmış önemli makaleleri mutlaka bilmelisiniz. Nerede yayınlandıklarını belirlemeyi iş edinin. Eğer alanınızda yapılan gerçek katkıların çoğu Dergi A, Dergi B ve Dergi C de yayımlandıysa muhtemelen seçiminizi bunlardan birinde sınırlamanız gerekir.
16.3.Dağıtım Faktörü
Bazı dergilerin karşılaştırmalı dağıtımını belirlemek isterseniz, Amerikan dergileri için bunu yapmada kolay ve kesin bir yol vardır. Kasım ve Aralık sayılarının son birkaç sayfasına bakın. Bir “Sahip, işletme ve Dağıtım” ifadesi bulacaksınız. Amerikan posta servisi; ikinci sınıf posta hakkı tanınan (hemen hemen bütün bilimsel dergiler bu şartı sağlar) her yayımcının, yıllık bir sonu raporu doldurup yayımlamasını zorunlu kılar. Bu rapor temel dağıtım bilgilerini içermelidir.
17.EDİTÖRLERİN VE YÖNETİCİ EDİTÖRLERİN İŞLEVLERİ
Editörler ve yönetici editörlerin işleri çok zordur. Onların işlerini imkânsız kılan, yazarların tutumudur. Editör ve yönetici editörleri birbirinden ayıralım. Yazarlar, işler ters gidince kime şikayet edileceğini bilmekten başka hiç bir neden için değilse bile, aradaki farkı bilmelidir.
Bir metnin kabul veya reddedileceğine editör (bazı dergilerde birkaç tane vardır) karar verir. Bu nedenle, bilimsel bir derginin editörü bir bilim adamı ve çoğunlukla da en üst düzeyde olan bir bilim adamıdır. Editör, sadece son “kabul” veya “ret” kararını vermez, aynı zamanda önerilerine güvendiği değerlendiricileri de tayin eder. Ne zaman makalenizin değerlendirilmesine (veya varılan karara) karşı çıkma nedeniniz olursa, şikayetiniz editöre yapılmalıdır.
17.1.Değerlendirme İşlemi
Metniniz, derginin editör ofisine ilk ulaştığında editör bazı ön kararlar verir. İl olarak, metinin derginin konuları içinde midir, değil midir? Ona bakar ve eğer değilse metin yazara nedeni ile geri gönderilir. İkincisi, metinin konusu uygunsa metnin formu uygun mudur? İki adet çift aralıklı kopyası var mıdır? Her sayfa tablo veya şekil, her iki kopyada tam mıdır? Derginin yayın stilinde midir? Bu soruların cevabına bakılır ve bunlardan herhangi birisi eksikse metin yazara geri gönderilir ve en azından eksiklikler giderilinceye kadar geciktirilir.
Yönetici editör, normal olarak tam-zamanlı ve ücretli bir profesyoneldir. Oysaki editörler genellikle ücretsiz, gönüllü bilim adamlarıdır. Normal olarak, yönetici editör kabul-ret kararlarıyla doğrudan doğruya ilgili değildir. Onun yerine; yönetici editör, değerlendirme işleminin idari ayrıntılarında ve bürokratik işlemlerde editöre yardım etmeye çalışır ve kabul edilmiş metni yayımlanmış makaleye dönüştüren daha sonraki işlerden sorumludur. Bu nedenle, düzeltme ve yayımlama sırasında oluşan problemler için yönetici editörle iletişim kurulması gerekir.
Metin derginin ofisine ilk ulaştığında öncelikle metinin derginin konu ve amaçlarına uygunluğu incelenir. İkinci olarak metnin formunun dergiye uygun olup olmadığına bakılır. Birçok dergi metnin değerlendirilmesi için isimsiz değerlendiriciler kullanır.
18.YAYIMLAMA SÜRECİ (DÜZELTMELERLE NASIL BAŞ EDİLİR?)
Metin çoğunlukla, dilbilgisi ve kelimelerin doğru yazılışlarının kontrol edilip düzeltildiği bir düzenleme işleminden geçer. Ayrıca kopya editörü; bütün kısaltmaları, ölçü birimlerini, noktalama işaretlerini ve kelimeleri, metninizin yayımlanacağı derginin stiline göre standart hale getirecektir. Kopya editör., sunduğunuz yazının herhangi bir kısmı net değilse veya ilave bilgi gerektiriyorsa size soru yöneltebilir. Bunlar, yazara sorular olarak, yazara gönderilen provaların marjlarında gözükecektir.
19.TEKİL KOPYALAR NASIL ISMARLANIR VE KULLANILIR?
Tekil kopya ısmarlama formu provalarla birlikte gönderilir. Eğer provayla birlikte gelmezse dergiye ulaşılıp istenmelidir.
Başlangıçta 100 tekil kopya için fiyat yüksek tutulsa da sonraki 100 tekil kopya için fiyat düşer. Bu nedenle 200 tekil kopya ısmarlanması akıllıcadır.
20.BİR TARAMA DEĞERLENDİRME MAKALESİ NASIL YAZILIR?
Özgün bir yazı değildir, henüz yayınlanmamış yeni veriler içerebilir. Genelde uzundur 10-50 sayfa tutabilir. Malzeme ve yöntemler, sonuçlar ve tartışma kısmında uygulanan kurallar uygulanır. İyi düzenlenmiş bir dönem ödevi veya tez gibidir.
Benzer alandaki birçok kişi tarafından okunur. Geniş kitleler tarafından okunacağından yazı türü genel olmalıdır. Giriş paragrafı önemlidir. Yazının okunup okunmayacağına bu kısım yön verir. Birçok kişi tarafından okunacağından sonuçlar kısmı eklenmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder